Özgürleştirici bir yol haritası

Sylvain Lazarus’un temelinde halkın kudreti ile “insanlar düşünür” önermesinin bulunduğu “içsellikteki siyaset” fikri, ufku devlet ile sınırlı olmayan özgürleştirici bir siyasetin nasıl mümkün olacağını irdeliyordu. Bu fikrin izini süren Haider, Alain Badiou ile sıkı teorik bağlara sahip bu düşünürün hangi sorunsal ve teorik mirası devraldığına, Althusser’in bir “dip akıntısı” olarak süregelen varlığına işaret ederek sınıf kategorisinin Marksizm ve özgürleştirici siyaset arasındaki ilişkide sahip olduğu konumu tartışıyor. Haider’in “Marksizm ve Özgürleşme” başlığıyla yayımlanan söyleşisinin ikinci ve son bölümü.

Marksizm ve özgürleştirici siyaset

Bugüne ilişkin bir soruya, tanık olduğumuz ayaklanmaların umulan dönüştürücü kudrete sahip olamamalarının doğurduğu hayal kırıklığına yanıt verebilmek için geçmişe doğru bir adım atan Asad Haider, yirminci yüzyıla uzanarak özgürleştirici siyaset bağlamında başarı ve başarısızlığın ne anlama geldiğini tartışıyor. Marksizmin bu yüzyıldaki krizinden günümüze sıçrayan düşünür, geçmişin prosedürlerinin değil, içerdiği yaratıcı keşfin tekrar edilmesine ihtiyaç olduğunu vurgulayarak özgürleştirici siyasetin halkın kudretine dair verilecek bir kararla başladığını söylüyor. Duncan Stuart’ın sorularını yanıtlayan Haider’in “Marksizm ve Özgürleşme” başlığıyla yayımlanan söyleşisinin ilk bölümü.

Tükenmişlik ve Özgürleşme

Sokakların boşalıyor olmasının yol açtığı umutsuzluk, kayıtsızlığa teslim olmanın hissettirdiği suçluluk ve örgütün çözülüşünün getirdiği endişe… Tükenmişlik, tarihsel bir dönem, bir “çağ” teşkil ediyor mu? Bu durum hakkında ne yapabiliriz? Bu soruyu cevaplamak, ciddi ve rahatsız edici bir şekilde tükenmişlikle hesaplaşmak anlamına geliyor.

Siyasi düşünce tarihinin süzgecinden ‘iptal kültürü’

Verso yayınlarından çıkan Mistaken Identity adlı kitabın yazarı Asad Haider, “iptal kültürü” terimini ifade özgürlüğü tartışmalarının tarihselliği içerisinden okumayı teklif ettiği bu yazısında tartışmaların beslendiği maddi olayları özetleyip; ortaya çıkan kutupların sınırlarını netleştiriyor.