Suggestions

  • Anasayfa
  • tezgâh
  • Söyleşi
  • Fikir
  • ANASAYFA
  • textum
  • DOSYA
    • Teknoloji, İş ve Toplum
    • Sandık, Sokak ve Ötesi: Türkiye’de Siyasallaşma Biçimleri
    • Yoksulluk: Dün ve Bugün
    • Üniversite: Egitim, Bilim, Mücadele
    • Küresel Salgın Günlerinde Emegin Hâlleri
  • FİKİR
  • ÇEVİRİ
  • SÖYLEŞİ
    • Neoliberalizm özel dizisi
  • İLETİŞİM
  • INTERNATIONAL

Çeviri

Marx’ın “Tehlikeli Sınıfları”

Andy Merrifield
16 Haziran 2021

Andy Merrifeld bu yazısında, Marx’ın lümpen proletarya kavramını odağına alarak, ama ona Frantz Fanon ve Bakunin üzerinden eleştiri de getirerek, “tehlikeli sınıflar” etrafında örülebilecek bir siyasallığın imkânlarını tartışıyor. Spinoza’nın dediği gibi, “avam korkmazsa korkutucu olur”; Merrifield da, Kara Panterler’den Balzac romanlarının lümpen karakterlerine, Amerikan gettolarından Paris banliyölerine kadar bir dizi örnek üzerinden, korkulan olmanın, tehlikeli olmanın, işsiz olmanın, boş zamana sahip olmanın, Marx’ın kavrama yüklediği olumsuzluğun aksine, tahripkar bir siyasallığın bileşenleri olabileceğini iddia ediyor.

Devamını Oku →

Evrensel faşizm?

Enzo Traverso

Ugo Palheta’nın Historical Materialism’de yayımlanan “Faşizm, faşistleşme, anti-faşizm” başlıklı makalesine yanıt olarak kaleme aldığı bu yazısında Enzo Traverso, son yıllarda küresel ölçekte yükselen aşırı sağ hareketlerin “post-faşist” olarak nitelediği özgün yanlarını anlatıyor. Evrensel bir “faşistleşme” dalgasına karşılık Traverso, ulusal bağlamların çeşitliliğini gözeten bir anti-faşist mücadeleye olan ihtiyacı vurguluyor.

Kapitalizm dünyanın sonudur

Jodi Dean

Emperyalizm ve faşizmin feodal bilinçdışı

Ken Kawashima

Günümüz siyaseti üzerine on üç tez ve bazı açıklamalar

Alain Badiou

68 Mayısı’nı yeniden siyasallaştırmak

Jacques Rancière
21 Mayıs 2023

68 Mayısı’nın üzerinden tam 55 yıl geçti. Geçmişteki tarihsel bir olayı geçmiş bir olay olarak, bir kez olmuş (ve artık olmuş bitmiş bir şey olarak) anmaya başlar başlamaz, geçmişteki olayı tam olarak neyin geçmişte ve geçmiş için bir olay haline getirdiğini görmekte zorlanabiliriz. Anma, hafızaya geri getirmeye çalıştığı şeyi, tam da bunu yapma biçimi nedeniyle ölümcülleştirebilir. Mayıs 68 olayını yeniden ele aldığı bu yazıda Jacques Rancière, bunu sadece olayı anarak değil, siyaset, zaman ve anlatı arasındaki ilişkiyi yeniden düşünerek yapıyor.

Platform kapitalizmi

Nick Srnicek
29 Nisan 2023

“Platform kapitalizmi” lâfını işitmeyen neredeyse kalmadı. Meseleye eleştirel yaklaşan literatürün demirbaşlarından biri haline gelen aynı adlı kitabıyla bu kavramın mucitlerinden Nick Srnicek, söz konusu kitaptan bir bölümün çevirisi olan yazıda, artık hepimizin günlük hayatlarını esir almış, kapitalizme sıfat olarak yakıştırılan platformların berrak bir analizini sunuyor. Oldukça aydınlatıcı bir giriş yazısı niteliğinde olan yazı, platformların işlevselliği ve piyasayla olan ilişkileri göz önüne alan sınıflandırmasıyla, platform kapitalizminin somut bir biçimde ele alınmasını ve açıklanmasını amaçlıyor.

Dijital işçiye mektup

McKenzie Wark
29 Nisan 2023

Dijital emek, bedenlerimizi yorgun ve tükenmiş hissettiriyor, zihnimizi karıştırıyor ve duygusal olarak bizi yıpratıyor. “Dijital emekçilere” seslendiği bu mektubunda Wark, dijital emeğin bedensel ve duygulanımsal maliyetlerine dikkat çekerken kafelerin armut koltuklarında “kendini gerçekleştiren”, dünyayı geze geze çalışan dijital işçi imajının ardındaki uykusuz saatleri, göz torbalarını ve özgürlük kılığına bürünmüş güvencesiz ve esnek yaşamları da ortaya koyuyor.

Fransa’daki eylemler üzerine on bir politik tez

Ugo Palheta
9 Nisan 2023

Fransa’da emeklilik yaşını kademeli olarak 64’e yükseltmeyi öngören düzenlemenin geri çekilmesi için 19 Ocak’ta başlayan eylemlerin üzerinden iki aydan fazla vakit geçti. Henüz yerleşik düzenden kesin bir kopuşun ifadesi olmasa da ‘mezarda emekliliğe’ karşı sokağa dökülen milyonların yarattığı seferberliğin şimdiden pek çok değişime kapı araladığını vurgulayan Ugo Palheta, süregiden mücadelenin potansiyellerine ve sınırlılıklarına ilişkin on bir tez öne sürüyor.

Günümüz siyaseti üzerine on üç tez ve bazı açıklamalar

Alain Badiou
2 Nisan 2023

2008 krizine, pandemiye, her gün ortalığa saçılan türlü skandala rağmen kapitalizm ölmedi. İsyanlar her defasında bastırıldı, kapitalist istila daha da otoriter biçimler altında tüm hızıyla sürüyor. Politik ânı kavramak, ona yanıt vermek için bir strateji geliştirmek istiyorsak mevcut konjonktürün titiz bir analizine ihtiyacımız var. Günümüz siyaseti üzerine on üç tezle Alain Badiuo, sol için bir örgütlenme stratejisi de önererek, işte bu görevi üstleniyor. Ona göre bir dünya savaşı artık hiç olmadığı kadar yakın; ve Lenin’in o veciz ifadeleriyle, “ya devrim savaşı engelleyecek ya da savaş devrimi ateşleyecek.” Şimdiye dek hep ikincisi oldu, diyor Badio, ve ekliyor: Bu defa devrim savaşı önlemeli.

Kapitalizmin krizi ve neofaşizmin yükselişi

Ugo Palheta
6 Kasım 2022

Le Pen, Trump, Putin, Bolsonaro, Modi, Meloni… Artık adlarını bir çırpıda saydığımız bu “aşırı sağ” liderlerin küresel ölçekteki yükselişi, kökleri günümüz kapitalizminin krizlerine ve çelişkilerine dayanan küresel bir dalgaya mı işaret ediyor? Yeni kitabı “La nouvelle internationale fasciste”de [Yeni Faşist Enternasyonal] Ugo Palheta’nın iddiası bu. Ona göre, ne kadar milliyetçi olurlarsa olsunlar aşırı sağcı bu liderler birbirleriyle sadece faşist ‘kan kardeşliğinde’ buluşmuyor, kapitalizmin krizine karşı gelişen, eşitlik nefretine dayalı, küresel bir ‘sınıf kardeşliği’ de inşa ediyor.

Mike Davis: 1946-2022

Jon Wiener
30 Ekim 2022

Uzun süredir mücadele ettiği kansere karşı tedavi sürecini birkaç ay önce kendi isteğiyle sonlandıran Mike Davis, geçtiğimiz hafta aramızdan ayrıldı. Ardında, çok şey öğrenmeye devam edeceğimiz bir külliyatı, onurlu bir entelektüel-aktivist çabayı ve ilham verici bir düşünsel bütünlüğü bize miras bıraktı. Kent çalışmalarından iktisada, ekolojiden devlet şiddetine, işçi sınıfı tarihinden küresel tabii coğrafyaya uzanan araştırma yelpazesini belirleyen şey; işçi sınıfının, ezilenlerin, kapitalizmin en altta, en kıyıda bıraktığı insanların hayatlarına yönelik ilgisi ve politik motivasyonuydu. Çalışma arkadaşı Jon Wiener, Mike Davis’i anlatıyor…

Şili’de yeni anayasanın reddi

Camila Vergara
3 Ekim 2022

2019’da Pinochet diktatörlüğünün bakiyesi olan anayasanın değişmesi talebiyle sokaklara dökülen, ardından 2020’de yapılan referandumda ise %78 gibi baskın bir kabul oyuyla yeni anayasa sürecinin resmen başlamasını sağlayan Şili halkı, yaklaşık iki yıl sonra geçtiğimiz eylül ayında yine sandığa gitti. Bu kez iki yıllık süreç sonunda hazırlanan yeni anayasa önerisini oylayan Şilililer, anayasayı hazırlama görevini yerine getirmek için seçim yoluyla bir araya gelen meclisin oluşturduğu taslak metne %62’lik oranla ‘ret’ oyu verdiler. Camila Vergara, ilk bakışta şaşırtıcı gelen, hala yürürlükte olan Pinochet’den miras anayasanın değişmesini isteyenler için hüsran verici olan bu sonucu yaratan mekanizmaları ve Şili halkını bekleyen süreci tartışıyor.

Özgürleştirici bir yol haritası

Duncan Stuart ve Asad Haider
4 Eylül 2022

Sylvain Lazarus’un temelinde halkın kudreti ile “insanlar düşünür” önermesinin bulunduğu “içsellikteki siyaset” fikri, ufku devlet ile sınırlı olmayan özgürleştirici bir siyasetin nasıl mümkün olacağını irdeliyordu. Bu fikrin izini süren Haider, Alain Badiou ile sıkı teorik bağlara sahip bu düşünürün hangi sorunsal ve teorik mirası devraldığına, Althusser’in bir “dip akıntısı” olarak süregelen varlığına işaret ederek sınıf kategorisinin Marksizm ve özgürleştirici siyaset arasındaki ilişkide sahip olduğu konumu tartışıyor. Haider’in “Marksizm ve Özgürleşme” başlığıyla yayımlanan söyleşisinin ikinci ve son bölümü.

Marksizm ve özgürleştirici siyaset

Duncan Stuart ve Asad Haider
28 Ağustos 2022

Bugüne ilişkin bir soruya, tanık olduğumuz ayaklanmaların umulan dönüştürücü kudrete sahip olamamalarının doğurduğu hayal kırıklığına yanıt verebilmek için geçmişe doğru bir adım atan Asad Haider, yirminci yüzyıla uzanarak özgürleştirici siyaset bağlamında başarı ve başarısızlığın ne anlama geldiğini tartışıyor. Marksizmin bu yüzyıldaki krizinden günümüze sıçrayan düşünür, geçmişin prosedürlerinin değil, içerdiği yaratıcı keşfin tekrar edilmesine ihtiyaç olduğunu vurgulayarak özgürleştirici siyasetin halkın kudretine dair verilecek bir kararla başladığını söylüyor. Duncan Stuart’ın sorularını yanıtlayan Haider’in “Marksizm ve Özgürleşme” başlığıyla yayımlanan söyleşisinin ilk bölümü.

Kapitalizm sizi unutmaz

Juan Dal Maso ve Razmig Keucheyan
24 Temmuz 2022

“Günümüzde sol adına krizde olan şey, devrim fikrinin ta kendisi.” O hâlde çağdaş teorinin, “devrimci” praksisin imkânlarından söz etmek nasıl mümkün olabilir? “Aklın Sol Yarısı” kitabının yazarı Razmig Keucheyan, bu söyleşisinde, eleştirel teorinin çağdaş akımları, stratejik düşünce ve solun krizi bağlamlarında bu sorunun yanıtını arıyor. Kapitalizmin, eleştirel teorilerin gündeminden büyük ölçüde çıktığını vurgulayan Keucheyan’a göre, siz onu unutmaya çalışsanız da kapitalizm sizi unutmaz.

Zalim İyimserlik üzerine

Lauren Berlant
26 Haziran 2022

“Aklın kötümserliği, iradenin iyimserliği…” Geçtiğimiz yıl 28 Haziran’da kaybettiğimiz, Cruel Optimism, Desire/Love, The Hundreds gibi kitaplarıyla bildiğimiz Lauren Berlant’a göre bu zincire bir de “iyimserliğin zalimliği”ni eklemek gerekiyor. Siyasal düşüncenin kurucu metinlerinde bulduğumuz ama sonra günümüze dek uzun yıllar boyunca “unutulan”; aklın ve rasyonel eylemin karşısında bireysel, içsel, özel olanın alanına sıkıştırıldığı için siyasal/toplumsal olarak görülmeyen duyguların hiç de öyle basitçe “bireysel” meseleler olmadığını gösteren çalışmalarıyla siyasallığa ve duygusallığa dair kavrayışımızı besleyen Berlant’ı ölüm yıldönümünde, Cruel Optimism (Zalim İyimserlik) kitabı üzerine yazdığı bu kısa ama yeğin metniyle anıyoruz.

Mistik ve gündelik komünizm

David Graeber
12 Haziran 2022

Komünizm nedir? Ya da, komünizmden ziyade komünizmlerden mi söz etmek gerekir? Müteveffa antropolog David Graeber bu yazısında aşkın bir ideal, sınıfsız bir toplum teorisi, mutlak bir tarih anlayışı, bir devlet biçimi olarak bizi “gelecekte” bekleyen “mistik” Komünizmin yanında, aslında neredeyse insanlık kadar eski ve her türden insan ilişkisini düzenleyen içkin bir dayanışma ve işbirliği ilkesi, tatbik edilmesi gereken bir pratik olarak hep yanı başımızda olan “gündelik” komünizme doğru ufkumuzu genişletiyor.

Mikroiş sitelerinin karanlık yüzü

Phil Jones
5 Haziran 2022

Kimilerine göre, fuzuli işlerin yapay zekâ ve robotlar tarafından yapıldığı, işçilerin ise sanat ve spor faaliyetleri ile ilgilendiği gelecek artık uzak değil. Amazon’un Mekanik Türk’ü de dâhil olmak üzere mikroiş sitelerindeki kitlesel sömürünün izini süren Phil Jones, bu sırça masallar köşküne bir taş atıyor. Görkemi dağılan hayalin arkasındaki gerçek ise korkutucu: Platform Kapitalizmi hepimiz için geliyor; hem de 19. yüzyıldan miras sömürü yöntemlerini geliştirerek. Jones’un yeni kitabından alınan bu kesit, mikroiş sitelerindeki ücret, puanlama sistemleri gibi mekanizmalara odaklanarak uzaktan çalışmanın acımasız yüzüne projeksiyon tutuyor.

İnsanlık dışı kapitalizm

Prabhat Patnaik
29 Mayıs 2022

Salgın sonrası dünyada kapitalizmin merkez ve çevre ülkelere sunduğu yol haritaları arasındaki farka dikkat çektiği bu yazısında Prabhat Patnaik, IMF’nin iktisadi politikalarını ele alarak kapitalizmin doğasına dair mülahazalar yapıyor. IMF’nin mevzubahis politikalarda uyguladığı çifte standartların bugün palazlanan bir fenomen olmadığını, bilakis bunların kapitalizmin doğasına ve işleyişine has çifte standartlar olduğunu iddia eden Patnaik, iki yılı geride bırakan salgın ve kapitalizm ilişkisine üçüncü dünyadan bir ışık tutuyor.

Lüks komünizminin izinde

Frédéric Lordon
22 Mayıs 2022

“Kavramları reklamcıların elinden kurtarmalıyız” diyordu Deleuze. Komünizmin sürekli “yokluk”, “kemer sıkma”, “zevksiz mimari” gibi çağrışımlarla yapılan reklamı da kapitalizmin gündelik yaşamımız, anlam dünyamız üzerindeki iktidarının uyguladığı manipülasyondan başka bir şey değil. Komünizmin aslında yaşamın kapitalizm tarafından gasp edilen şaşaasını, zenginliğini ve renklerini geri kazanmanın tek yolu olduğunu söyleyen Frédéric Lordon bu yazısında, etik, politik ve estetik düzlemlerin kesişiminde gündelik hayatı mesele edinen bir komünist siyaset rotası çiziyor.

Irkçılığın yayılması için yedi talimat

Jacques Rancière
15 Mayıs 2022

Jacques Rancière, ironik bir üslupla ırkçılığın yayılması için belirli ‘talimatlar’ verdiği bu metninde bir ideoloji olarak ırkçılığın nasıl işlediğinin, siyasetin kurumsal veçhelerinden gündelik hayata nasıl sirayet ettiğinin ve toplumsal nazar’ı belirli nesnelere yönlendirerek nasıl kurucu bir hakikat çerçevesine dönüştüğünün ipuçlarını veriyor. 1997 yılında yayımlanan, ırkçılığın ve aşırı sağın siyasal sahneyi yeniden kuşattığı bugünün dünyasında aradan geçen yirmi beş yıla rağmen güncelliğini koruyan bu metin, önemli bir ikaz mahiyeti taşıyor.

Demokrasi diye yutturulmaya çalışılan seçim ritüeli

Alain Badiou
8 Mayıs 2022

Fransa’da neoliberal Macron ile faşist Le Pen arasında geçen cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunun üzerinden iki hafta geçti. Solun dağınık ve güçsüz olduğu bir ortamda merkez siyasetin popüler figürü Macron, Le Pen karşısında bir kez daha galip geldi. Aradan geçen beş yılda pek az şeyin değiştiğini ortaya koyan Fransız düşünür Alain Badiou, seçimlerin 10 Nisan’da gerçekleşen ilk turunun hemen ardından yaptığı bu konuşmasında, sahici bir siyasallığın oy vermekten öte, hatta bunun tam aksi kutbunda bir edim olduğunu vurguluyor.

Amazon’u nasıl alt ettik?

Eric Blanc ve Angelika Maldonado
3 Nisan 2022

Amazon’un New York City’deki en büyük deposunun çalışanları, tüm baskılara rağmen şirkette sendikaya örgütlenen ilk işçiler oldu. Sendikalaşma için yapılan oylama 1 Nisan Cuma günü 2 bin 654 oya karşı 2 bin 131 oyla sendika lehine sonuçlandı. Bu sonuç, 1930’lardan bu yana Amerika Birleşik Devletleri’ndeki en önemli işçi kazanımlarından biri. Eric Blanc’ın Amazon İşçi Sendikası’ndan Angelika Maldonado ile gerçekleştirdiği söyleşi, bu başarıya ilişkin içeriden bir muhasebe.

Değişmekte olan bir dünyada özgürleşme ve eşitlik

Jacques Rancière
28 Mart 2022

Kapitalizm basitçe bireyselliğin hüküm sürmesi değildir, o da kendi müşterek dünyasını organize eder. Eşitsizlik üzerine kurulu olan ve mütemadiyen yeniden ürettiği dünyasını… Bu dünyanın gözle görülür kesinliği karşısında eşitlik dünyası ise daima müphem ve deneyseldir; kendilerine özgü zamansallıkları ve kendilerine özgü etki biçimleri olan tekil eylemler, ilişkiler ve bağlar icat edilmesi ve bu icatların çoğulluğu yoluyla sürekli yeniden kurulması ve tekrar tekrar yeniden şekillendirilmesi gerekir.

1 2 3 4 Sonraki

© 2020 - TEXTUM
aklın bedbinliği, iradenin nikbinliği


Bu site Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License ile lisanslanmıştır. Telif Hakları ile ilgili detaylı bilgi için lütfen buraya tıklayın.

  • Anasayfa
  • DOSYA
  • Yazarlar
  • tezgâh
  • İletişim
  • ANASAYFA
  • textum
  • DOSYA
    • Teknoloji, İş ve Toplum
    • Sandık, Sokak ve Ötesi: Türkiye’de Siyasallaşma Biçimleri
    • Yoksulluk: Dün ve Bugün
    • Üniversite: Egitim, Bilim, Mücadele
    • Küresel Salgın Günlerinde Emegin Hâlleri
  • FİKİR
  • ÇEVİRİ
  • SÖYLEŞİ
    • Neoliberalizm özel dizisi
  • İLETİŞİM
  • INTERNATIONAL