Beş başlıktan oluşacak 'Neoliberalizm özel dizisi'nin ilk konuğu Pınar Bedirhanoğlu. Kapitalist devletten modern devlet biçimine; toplumun siyasal İslamcı dönüşümünden yolsuzluğa; finansallaşma ile dönüşen sınıf ilişkilerinden emeğin mücadelesine uzanan geniş bir düşünsel çerçevede kendisi ile ‘neoliberalizm ve devlet’i konuştuk. Üstünde çokça durulan ama
"Sandık, Sokak ve Ötesi: Türkiye’de Siyasallaşma Biçimleri" başlıklı dosya kapsamında Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan ile bir söyleşi gerçekleştirdik. Hem Türkiye’de emekçi sınıfların siyasete yaklaşımını hem de halkçı-demokratik güçlerin önümüzdeki sürece nasıl yanıt verebileceğini konuştuk. Bir solukta okunacak bu söyleşide
İşçi sınıfının siyasal eylemselliği üzerine odaklanan bu söyleşide konuğumuz, son zamanlarda gelişen işçi direnişlerinin etkin isimlerinden biri olan Umut-Sen Örgütlenme Koordinatörü Başaran Aksu. Halil Can İnce ve Ulaş Taştekin’in yürütücülüğünde gerçekleşen bu söyleşide Aksu, direnişçi işçilerin siyasetle ilişkisine ve özellikle Anadolu’daki işçilerin
Geçtiğimiz dönemin başında üniversite öğrencilerinin "Barınamıyoruz" eylemleri ile gündemin ilk sırasına yerleşen konut sorunu, büyükşehirler başta olmak üzere yurdun dört bir yanındaki yurttaşların başlıca gündemlerinden biri olmayı sürdürüyor. Kentsel hizmetlere ve kamusal mekânlara erişimin yeterince adil olmadığı bir durumda "emlak olarak konut",
Yoksulluğu toplumun dışında, marjinal bir olgu olarak ele alan ana akım sosyal bilimler literatürünün önemli bir bölümü onu bireyin kendi tercihlerinin bir sonucuna indirger. Ahmet Haşim Köse ve Serdal Bahçe ile yaptığımız bu söyleşi, yoksulluğu konuşmak için öncelikle “nasıl bir toplumda yaşadığımızı”
Pandemi sürecinde unutulanları, açlıkla salgın arasında yaşam mücadelesi vermeye mecbur bırakılanları hatırlamak ve hatırlatmak, toplumun en temel sorunlarının başında gelen yoksulluğu gündeme getirmek bugün her zamankinden daha önemli. Biz de pandemi sürecinde böyle bir mücadelenin sahadaki en aktif unsurlarından biri olan Derin
'Neoliberalizm özel dizisi'nin beşinci ve son söyleşisinde konuğumuz Sungur Savran ile 'Arap Baharı'ndan Gezi'ye, 2008 krizinden küresel otoriterleşme dalgasına, pandemiden 'kapitalizmin geleceği' tartışmalarına uzanan bir dizi başlıkta neoliberalizmi ve ona karşı verilen mücadeleleri konuştuk.
'Neoliberalizm özel dizisi', Susanne Soederberg'in konuk olduğu 'refah' tartışması ile sürüyor. Urban Displacements başlıklı kitabı yakın zaman önce yayımlanan Soederberg ile konut sorununun siyasal iktisadından borçlanmanın jeopolitikasına uzanan bir dizi başlıkta neoliberalizmi konuştuk.
Bir önceki başlığını Intan Suwandi ile ‘emperyalizm’ tartışmaları ekseninde gerçekleştirdiğimiz ‘Neoliberalizm özel dizisi,’ Galip Yalman’ı ağırladığımız ‘otoriterleşme’ söyleşisiyle devam ediyor. Dizimizin üçüncü bölümünde neoliberalizmin ilk yıllarından pandemi dönemine süregelen, kürenin dört bir yanında gözlemlediğimiz otoriterleşme eğilimlerini konuştuk.
Türkiye sosyalist hareketinin önemli isimlerinden Dr. Hikmet Kıvılcımlı üzerine yazdığı “Barbarın Tarihi, Ezilenin Dini: Hikmet Kıvılcımlı’da Tarih ve Din” başlıklı kitabı geçtiğimiz günlerde İletişim Yayınları etiketiyle raflardaki yerini alan Canan Özcan Eliaçık ile kitabı vesilesiyle Kıvılcımlı üzerine konuştuk.
Pınar Bedirhanoğlu ile gerçekleştirdiğimiz ‘Neoliberalizm ve Devlet’ başlıklı söyleşi ile başladığımız ‘Neoliberalizm özel dizisi’, Intan Suwandi’nin konuk olduğu ‘Emperyalizm’ tartışmasıyla devam ediyor. Neoliberal küreselleşme sürecinde emperyalist sömürü ilişkilerinin nasıl bir dönüşüme uğradığı üzerine odaklanan söyleşi, küresel iş bölümünün güncel görünümlerinden Covid-19 sonrası
Beş başlıktan oluşacak 'Neoliberalizm özel dizisi'nin ilk konuğu Pınar Bedirhanoğlu. Kapitalist devletten modern devlet biçimine; toplumun siyasal İslamcı dönüşümünden yolsuzluğa; finansallaşma ile dönüşen sınıf ilişkilerinden emeğin mücadelesine uzanan geniş bir düşünsel çerçevede kendisi ile ‘neoliberalizm ve devlet’i konuştuk. Üstünde çokça durulan ama
Bu söyleşi dizisi ile çelişkileri her geçen gün derinleşen toplumsal gerçekliğimizi tartışırken aynı zamanda sınıfsız bir toplumun inşasında gereksindiğimiz kuramsal gereçleri gözden geçirmek isteğindeyiz.
ODTÜ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü öğretim üyeleri Ömür Birler, Mustafa Kemal Bayırbağ ve Tarık Şengül ile ODTÜ Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Barış Mücen’in katıldığı yuvarlak masa toplantısında üniversite fikrini, piyasalaşan akademiyi ve virütikleşen mücadeleyi konuştuk.
Textum Dergi olarak bulunduğumuz yeri -üniversiteyi- sorgulamayı hedeflediğimiz bu dosyamızda bilimsel, özgür, demokratik bir üniversite fikrini canlı tutmak amacıyla Kocaeli Dayanışma Akademisi (KODA), Sokak Akademisi ve Kültürhane gibi farklı biçimlerde kurulan, bilgi üretimine ve paylaşımına ilişkin çeşitli düşünce kaynaklarından beslenen; ancak tüm
Bugün Sci-Hub bilimsel bilgi açısından hatırı sayılır bir öneme sahip. Özgürce bilgi üretebilmek ve hâlihazırda üretilmiş olan bilgiye erişim sağlayabilmek için, üniversite öğrencilerinden öğretim görevlilerine bilim komünitesinin parçası olan birçok insanın yolu Sci-Hub’tan geçmek durumunda. Bilimin yoluyla bizim yolumuzu Sci-Hub’da kesiştirenleri, kurucusu
Dr. Deniz Parlak ile kitabı “Laikleşme Sürecinde Camiler: Geç Osmanlı’dan Erken Cumhuriyet’e” üzerine gerçekleştirdiğimiz söyleşide, hem Türkiye’de laikleşme tartışmasına hakim paradigmalardan sıyrılarak eleştirel bir bakış açısı sunmanın imkanlarını hem de 2020 Türkiye’sinde laikliğin anlamını iktidar ve sermayenin din ile ilişkisi, eğitim, kadın
Türkiye’de müziğin toplumsal mücadelelerle olan köklü ilişkisi, muhalif müzik üzerine yapılacak bir tartışma ve anlamlandırma çabasını değerli kılıyor. Bu çaba, ‘muhalif’ kelimesinin negatif anlamına (“itiraz eden”) karşın aynı zamanda geleceğe yönelik kurucu bir etkisi olması bakımından da önemli. Bugün böyle bir çabanın
12 Eylül 1980'de gerçekleşen darbenin üzerinden tam kırk yıl geçti. Bu darbe, dönemin işveren sendikası TİSK'in başkanı Halit Narin'in ifadeleriyle 'artık gülme sırasının patronlarda olduğu' bir dönemin kapılarını aralıyordu. Zaman zaman kesintilere uğrasa da, kırk yıldır sermayenin yüzü gülmeye devam ediyor... Dr.
Beklenen 2020 krizine koronavirüsün de dahil olması ile öngörülemez yeniliklere gebe olan mevcut dönüşüm sürecini hem Türkiye hem de dünya ekseninde anlamlandırmak, birbiri ile iç içe geçmiş çok sayıda katmanın ele alınmasını zorunlu kılıyor. Bu anlamlandırma sürecinde bizlere yardımcı olması adına Doç.
Kadınlar homojen ve tek bir sınıf halinde olmadığı için tüm sınıf ve diğer kategorik ayrımları kesen bir durumda. Tabii ki ortak sorunlarımız var ama bazı sorunlarda ortaklaşamıyoruz. Yoksul hanelerde yaşayan kadınların karşılaştığı sorunlar bambaşka; göçmen, ücretsiz aile işçisi, tarım sektöründe ve kayıt