Komünizm nedir? Ya da, komünizmden ziyade komünizmlerden mi söz etmek gerekir? Müteveffa antropolog David Graeber bu yazısında aşkın bir ideal, sınıfsız bir toplum teorisi, mutlak bir tarih anlayışı, bir devlet biçimi olarak bizi "gelecekte" bekleyen "mistik" Komünizmin yanında, aslında neredeyse insanlık kadar
Küba Komünist Partisi 8. Kongresi, 16-19 Nisan tarihleri arasında gerçekleşti. Fidel Castro’nun ardından devlet başkanlığı görevini üstlenen Raúl Castro’nun, partinin genel sekreterliği görevini de yeni devlet başkanı Miguel Díaz-Canel'e bıraktığı bu kongre, aynı zamanda Küba’da 1959’da başlayan “Castro Dönemleri”nin de sonu anlamına geliyor.
Feminist hareket, kamu borçluluğu meselesinin henüz gündemin ana belirleyeni hâline dönüşmediği günlerde bile özel/aile-içi olarak görülen borçlandırma ile kamusal borçlandırma arasındaki köprüyü kurabilmişti. Bu başarısının arkasında yatan ise, feminist hareketin borcun bizatihi kendisini bir çeşit itaat üretme makinesi olarak ortaya koyabilmesidir.
Verso yayınlarından çıkan Mistaken Identity adlı kitabın yazarı Asad Haider, “iptal kültürü” terimini ifade özgürlüğü tartışmalarının tarihselliği içerisinden okumayı teklif ettiği bu yazısında tartışmaların beslendiği maddi olayları özetleyip; ortaya çıkan kutupların sınırlarını netleştiriyor.
Fazla zamanımız yok. Geçmişten bugüne, pek çok ilerleme kaydettik. Bütün bu gelişmeleri aktivist, örgütlü, kararlı insanların bir araya gelip dünyayı değiştirmek için çalışmaya başlamasıyla sağladık. Dolayısıyla, iyimser olmak için nedenlerimiz var.