"Workers appear as codes" - Yapay zekâ tarafından yapılmıştır.

Dosya çağrısı: “Teknoloji, İş ve Toplum”

Bize öyle geliyor ki, çalışma ve istihdam ilişkilerinde gözlemleyebildiğimiz bu “yeniliklerin” ve “gelişmelerin” yanı sıra kapitalist üretim ilişkilerinin doğası gereği dayattığı gereklilikler uyarınca birtakım sürekliliklerin de izi sürülebilir.

Oku

DOSYA ÇAĞRISI:
Teknoloji, İş ve Toplum: Günümüz Kapitalizminde Emeğin Görünümleri

Dördüncü Sanayi Devrimi’nin toplumsal hayatımıza soktuğu yeni teknolojiler, başta çalışma ilişkilerimiz olmak üzere hayatın tüm alanlarında kayda değer değişiklikler yaratıyor ve daha fazlasını da yaratmaya gebe. Yapay zekâ ve otomasyon teknolojisindeki gelişmelerin mevcut çalışma ve istihdam ilişkileri üzerindeki etkisi artık göz ardı edilemeyecek denli dikkat çekici. Bu gelişmelerin insanları işten özgürleştirme, işin angarya olma niteliğini sona erdirme, insanlığı refaha ulaştırma gibi olumlu sonuçları olacağını tahmin edenler olduğu gibi, tam aksine, güvencesizliğe, ücretlerde daralmaya, niteliksizleşmeye vs. yol açacağını düşünenler de var.

Bu teknolojik gelişim süreci uzun zamandır, ama yüzeyden ama derinden olsun, gelişip serpilmekteydi elbette.  Ama öte yandan, pandeminin yarattığı yeni durum da insanlığın çalışma ile kurduğu ilişkinin -doğrudan biçimine değilse bile- içeriğine büyük oranda etki etti.  Hayatımızı sanal ortamlardan sürdürmeye (ç)alıştığımız pandemi döneminde, birçok sektörde daha esnek çalışma biçimlerine geçilmesi hızlandı. Bu vesileyle, hâlihazırda var olan freelance, uzaktan çalışma biçimleri tüm dünyada gittikçe yaygınlaşıyor. Öyle görünüyor ki bu yaygınlaşma, esnek ve güvencesiz çalışma biçimini yeni norm haline getirme tehdidini de taşıyor.

Bize öyle geliyor ki, çalışma ve istihdam ilişkilerinde gözlemleyebildiğimiz bu “yeniliklerin” ve “gelişmelerin” yanı sıra kapitalist üretim ilişkilerinin doğası gereği dayattığı gereklilikler uyarınca birtakım sürekliliklerin de izi sürülebilir. Söz gelimi, güvencesizliği ve esnekliği neoliberal dönemin bir istisnası olarak kabul etmek yaygın bir tutum, ancak bunların kapitalizme içkin olduğunu anlamak için Engels’in İngiltere’de Emekçi Sınıfların Durumu’nu okumak veya Marx’ın “yedek iş gücü ordusu” tahlillerine göz atmak bile yeterli. Öte yandan, güvencesizliği ve esnekliği, Avrupa’nın Les Trente Glorieuses (Muhteşem Otuz Yıl) döneminin ürünü olan “refah devleti”nde toplumsal mücadelelerle kazandıkları sosyal hakların keyfini süren “Avrupalı beyaz işçi erkek”in, neoliberal dönemde bu –kısmen– ayrıcalıklı konumunu kaybetmesi olarak da görmek pekâlâ mümkün. Zira kürenin geri kalanında enformel sektörlerde çalışmaktan başka yol bulamayan küresel Güneyliler, kentli yoksullar, göçmenler, ev içi emeğinin karşılığı verilmeyen kadınlar vs. için güvencesiz, belirsiz, esnek çalışma ve istihdam koşulları o günden bugüne aslında hep kuraldı. Dolayısıyla belki de güvencesizliği ve esnekliği değil, güvenceli çalışmayı bir zamanlar sahip olduğumuz bir istisna olarak görmemiz gerekir.

***

Biz de textum olarak işin ve çalışmanın bugününü ve geleceğini irdelemek istediğimiz bu sayıda; doğayı ve böylece kendisini dönüştürme kapasitesine sahip bir tür olan insana dışsal olmayan, onun yaşamsal ve türsel faaliyeti olarak “çalışma” (labor) olgusu ile kapitalist toplumsallığa özgü ve insanların çoğunluğu için tarih boyunca güvencesizlik, geleceksizlik, yoksulluk, sefalet, zorunluluk vs. demek olan “ücretli emek/iş” (wage labor) olgusu arasında bir ayrıma giderek, tartışmalarımızı şu üç temel başlık altında toplayabileceğimizi düşünüyoruz. Birincisi, felsefi ve antropolojik diyebileceğimiz açılardan çalışma faaliyetinin kendisini, bunun ürettiği siyasallığı, toplumsallığı, öznelliği ele alan bir tartışma zemini. İkincisi, mevcut çalışma ve istihdam ilişkilerinin teknolojik gelişmeyle birlikte alması muhtemel hâli, bunun özgürleştirme ve köleleştirme potansiyellerini tartışan, “işin geleceğini” odağına olan bir tartışma zemini. Ve son olarak, günümüz Türkiye’sinde çalışma ve istihdam ilişkilerinin somut görünümünü, değişen emek piyasası ve istihdam biçimleri bağlamında güncel eğilimlerini, güvencesizliğin ve esnekliğin ortaya çıkan yeni biçimlerini, buna mukabil yeni örgütlenme ve mücadele pratiklerini odağına alan bir tartışma zemini. 

Önerdiğimiz muhtemel konu başlıkları şunlardır:

  • Platform kapitalizmi ve Gig ekonomisi
  • Yapay zekâ ve robotlar
  • Otomasyon ve işin geleceği tartışmaları
  • İşsizliğin yeni görünümleri
  • Freelance çalışma, esnekleşme ve güvencesizlik
  • Değişen çalışma ilişkilerinde kadın emeği
  • Emek piyasasında LGBTİ+’lar
  • Güvencesizleştirme, sendikalar ve emek mücadelesi
  • İşin zamansal ve mekânsal örgütlenişi
  • İş ve gündelik hayat
  • Güvencesizleştirme ve sınıflar
  • Güvencesizleştirme ve kültürel üretim

Dosya için hazırlayacağınız metinlerin 2500 kelimenin altında olmamasını tercih ediyoruz. Metinlerinizi .doc veya .docx uzantılı dosya formatında göndermenizi ve ayrıca editoryal kolaylık açısından, en fazla 250 kelimelik bir özet göndermenizi de rica ediyoruz.

Yazılarınızda kullanacağınız çevrimiçi erişilebilir kaynakları, ilgili cümlelere gömülü olarak (hyperlink) ekleyebilir, metin açısından temel oluşturduğunu düşündüğünüz kaynakları ise Word’ün “Dipnot Ekle” özelliğini kullanarak metin sonu referansı biçiminde gösterebilirsiniz.

Yazı içerisinde kullanacağınız görsel malzemeyi, mümkünse kaynağını belirterek, bize göndereceğiniz mailde JPG veya PNG uzantılı dosya formatında ayrıca göndermenizi rica ediyoruz. Görsel malzemenin en az 720x… boyutlarında olması, görselin yayımlanma kalitesi açısından önemlidir.

Yazılarınızı editor@textumdergi.net adresine “DOSYA – Teknoloji, İş, Toplum” konu başlığı ile gönderebilirsiniz.

Özet gönderimi için son tarih: 10 Ocak 2023

Tam metinlerin gönderilmesi için son tarih:  20 Şubat 2023

Dosya çıkış tarihi: 5 Mart 2023

İletişim: iletisim@textumdergi.net