Diyalektik Yöntem: Henri Lefebvre’in Bilim Felsefesi

David Harvey'nin "sebatkâr ses" diye andığı Fransız sosyolog ve felsefeci Henri Lefebvre, 90 yıllık uzun yaşamının ardında, sosyal bilimlerden mimarlığa uzanan çeşitli alanlardaki araştırmacıları derinden etkileyen çok sayıda eser bıraktı. William Lewis, 1960'ların bilimsel ve politik tartışmalarının sesleri arasında, Lefebvre'in diyalektik yöntem ve epistemolojiye dair çıkardığı gürültüleri anlatıyor.

Henri Lefebvre (1901-1991) Fotoğraf: Marc Garanger, AFP

Marksist filozof ve sosyal bilimci Henri Lefebvre (1901-1991) altmışın üzerinde kitap yazdı. Bundan ötürü, bu kitaplardan bazılarının, mimarları, coğrafyacıları, sosyologları, ve filozofları etkilemeyi sürdüren Gündelik Hayatın Eleştirisi (1947), Introduction to Modernity [Moderniteye Giriş] (1962) ya da Diyalektik Materyalizm (1940) kadar bilinmiyor olması şaşırtıcı olmasa gerek. Bir yazar olarak yetmiş yılı aşkın bir süre boyunca faal olan Lefebvre’in külliyatı sürrealist harekete katkılarla başlar, Hegel ve Marx’ın önemli çevirisiyle ilerler ve ardından metafizik, kır ve kent sosyolojisi, faşizm eleştirileri, anılar, şiir ve edebi eleştirilere kadar uzanır.

İlgi alanlarının genişliği ve bazı yazılarının görece belirsizliği göz önüne alındığında, pek az okuyucunun Lefebvre’in bilim felsefesine katkısını incelemiş olmasına şaşmamak gerekir. Aksine özellikle alandaki en büyük eseri olan Méthodologie des Sciences [Bilimler Metodolojisi] elli yıldan fazla bir süredir yayımlanmadığı ve ancak 2002’de gün yüzüne çıktığı düşünüldüğünde bu, anlaşılır bir durumdur.[1] Kitap İngilizceye hâlâ çevrilmemiştir. Méthodologie des Sciences, Lefebvre tarafından Fransız Komünist Partisi’nin himayesinde – bu örgütün emriyle – yazılmıştır ve Stalin’in Kısa Ders‘inin[i] “içgörülerini” Marksist felsefe ile bütünleştirmeye çalışır. Söz konusu misyonu da göz önüne alındığında, bu çalışmanın ideolojinin kavrayışı nasıl etkilediğiyle ilgilenenler için özel ilgi alanı olmaya devam eden bir yönü, Lefebvre’in, bir taraftan Stalin’in, bir öznenin sosyal ve ekonomik konumunun onun dünya görüşünü belirlediğine dair Marx ve Engels’e ait anlayışına olan sadakatini sürdürürken, aynı zamanda bilimsel bilginin nesnelliğini savunuyor olmasıdır.

Görünüşte çelişkili olan bu epistemolojik konumlara sadakat, ilginç bir gerilim yaratır çünkü Lefebvre, bilim insanlarının metodolojik olarak tutarlı oldukları ölçüde dünya hakkında hakiki veya doğru bilgi üretme eğiliminde olduklarını savunur. Bununla beraber Lefebvre, ideolojinin bilimsel araştırmaya olanak sağladığı, onu motive ettiği, yönlendirdiği ve kontrol ettiği; dahası, ideolojinin, bilimsel araştırmanın sonuçlarına ilişkin kamusal alımlamayı etkilediği görüşündedir.

Bu çelişkiyi çözerken, Lefebvre’in çalışması bilim felsefesi tartışmalarında dönemin hâkim pozisyonuna benzemez. Yani öznellik sorununun, yeterli metodolojik titizlik ve mantıksal analizle aşılabileceği yaklaşımına sahip olan mantıksal pozitivizm veya mantıksal deneycilikten farklılaşmaktadır. Bunun yerine, onun yaklaşımı, son otuz yılda feminist bilim filozofları ve sosyal epistemologlar tarafından dile getirilen bilimsel uygulama ve bilgi hakkındaki çağdaş fikirlerin ön habercisi gibidir. Bunu yaparken çalışmalarında, bakış açısı teorisini [standpoint theory] ve bağlamsal ampirizmi olduğu gibi metodolojik çoğulculuğu da öngörür.[2]

Lefebvre Méthodologie des Sciences’ı 1947’de, tam da Fransız Komünist Partisi (FKP), “Uluslararası Bilimler Birliği Tezi” [Thesis of the Unity of International Sciences] tasdikinden “İki Bilim” [Two Sciences] anlayışına geçerken bitirdi.[3] Dünyayı iki düşman kampa bölen daha büyük bir teorik ve politik ayrımın parçası olarak bu ikilik, Soğuk Savaş’ın başında Sovyetleri Batı Biliminden ayırmak ve onun üstünlüğünü kanıtlamak için konuşlandırıldı. Komünist bilim insanları ve parti kuramcıları, “burjuva biliminin” dünya hakkında gerçekte olduğu gibi bilgi sağlayamadığını ileri sürdüler. Çünkü onlara göre, dogmatik sav ve propagandanın yönlendirdiği araştırma ile, araştırmanın desteklediği propaganda ve dogmatik sav; doğal yasaların nesnel olgulara dayanan deneysel sorgulama yoluyla keşfedildiği şeklindeki yanlış, pozitivist varsayıma dayanmaktaydı.

Bunun aksine, proleter biliminin doğada işleyen diyalektik süreçleri ayırt edebildiği ve dünyayı gerçekten bildiği ileri sürüldü. Neden? Çünkü proleter bilim, teori ile pratik arasındaki diyalektik ilişkiyi özü gereği tanır.

1940’ların sonlarından 1950’lerin ortalarına kadar, iki tür bilimsel uygulama arasında var olan bu teorik ayrım, Avrupalı ve Kuzey Amerikalı bilim insanlarının ulaştığı sonuçların doğruluğunun reddedilmesine ve Sovyet bilim insanlarının kendi araştırmaları tarafından elde edilen deneysel verilerin tahrif edilmesine veya büyük ölçüde yanlış yorumlanmasına neden oldu.[4] Bu ayrım, bazen Batı bilimine dayanan pratik teknolojik gelişmelerin Sovyetler Birliği tarafından reddedilmesine, bazen de proleter biliminin “keşiflerinin”, Sovyet endüstrisi ve tarımı üzerindeki zoraki ve genellikle talihsiz uygulamalarına neden oldu.[5]

FKP, “Uluslararası Bilimler Birliği Tezi” hâlâ yürürlükteyken, Lefebvre gibi sempatizan filozofların kendi Marksist felsefe varyantlarını geliştirmesinden oldukça memnundu. Komünist Parti’nin savaş sonrası hükümete katılırken büyütmek istediği birlik ve liberalleşme ruhunu yansıtmasının yanı sıra bu tür entelektüel çalışmalar partinin saygınlığına da katkıda bulunuyordu.

Bu kısa ömürlü dönemde, Lefebvre, parti tarafından açık bir biçimde “le marxisme vivant“ıın [yaşayan Marksizm] temsilcisi olarak bile kabul edildi.[6] Bu politika ve bu onama göz önüne alındığında, savaştan hemen önce, çok Hegelci olduğu için Lefebvre’in çalışmalarını yasaklayan ve yok eden bir Partinin, 1946 yılında sekiz ciltlik bir kitap önerisini, À la lumière du matérialisme dialectique’i [Diyalektik Materyalizmin Işığında], yayımlamayı teklif etmesi anlaşılabilir bir durumdur.[7] Lefebvre’in eserinin taslağına göre bu büyük girişimin amacı, Marksist düşünceyi mantıksal ilkelerinden bilim, siyaset, tarih, psikoloji, etik ve estetikteki uygulamalarına kadar geliştirmekti.[8]

Serinin ilk cildi olan Logique Formelle, Logique Dialectique [Biçimsel Mantık, Diyalektik Mantık] , 1947’nin sonlarına doğru yayımlandı. Lefebvre’in biyografi yazarına göre kitap, ilk zamanlar iyi karşılandı.[9] Ancak Kominform’un, Sovyet hâkimiyetindeki İki Bilim pozisyonunu ilan etmesinin ardından, “diyalektiğin, [biçimsel] mantığı ortadan kaldırmadığı” iddia edilerek Parti organlarınca saldırıya uğradı.[10] Biçimsel mantığın, düşüncenin kendisini tanımada yalnızca bir aşamayı temsil ettiğini açıklamasına ve diyalektik mantığın onun ayağını kaydırdığını itiraf etmesine rağmen, Lefebvre’in biçimsel mantığa her türlü itimat etmesi, onun “parti ruhundan yoksun” ve aynı zamanda küçük burjuva olduğunu göstermekteydi.[11] Partinin ona işaret ettiği gibi, kimlik ve çelişkisizlik ilkeleriyle biçimsel mantık açıkça bir burjuva fantezisiydi ve yanlış kampta gecelemekteydi. Öyleyse, biçimsel mantığın dünyayı tanımamıza ya da hakikat iddiaları saptamamıza yardım etme yeteneğine herhangi bir şekilde itibar etmek, aforoz edilmekti.[12]

Lefebvre bu eleştiriyi aldığında, À la lumière du matérialisme dialectique’in bilimlerin metodolojisi hakkındaki ikinci cildi çoktan baskıya gitmişti.[13] Bununla birlikte, Lefebvre, – proletaryanın zaferiyle birlikte – yeni bir mantığın var olduğunun farkına varmadığı için kendisine çıkıştığını anlattığı FKP’nin Politbüro’sunun üst düzey bir üyesiyle yaptığı toplantının ardından, metni yayından geri çekti. Doğa ve beşeri bilimlerin metodolojilerinin, doğal dünya hakkında tümevarımsal ve tümdengelimli hipotezler oluşturmak için biçimsel mantığa dayandığı varsayımına yaslanan Lefebvre, bu iddialarının, Partinin dünyayı yalnızca diyalektik mantığın anlamlandırabileceği konusundaki ısrarı ile uzlaştırılabileceğini düşünmedi.[14]

Méthodologie des Sciences’ı Lefebvre’in benzersiz Hegelci Marksizm tarzı ile genel olarak tutarlı ve hiçbir şekilde Sovyet Marksizminden etkilenmemiş bir eser olarak okumak cazip bir fikir çünkü bu kitap, Lefebvre’in baskıdan geri çektiği bir kitap. Üstelik otobiyografisinde geri çekme sebebinin, bilimsel yöntem ve bilimsel bilgi anlayışı üzerine Parti ile uzlaşmanın hiçbir yolunu görememesi olduğunu yazıyor. Bununla birlikte, muhtemel olgunlaşma dönemi (1939-1947) göz önüne alındığında ve bu dönemin büyük kısmında Parti’nin Kısa Ders kitabını tasdiklediği düşünüldüğünde, bunun gerçekten de Stalin’in Diyalektik ve Tarihsel Materyalizm deki tezlerine verdiği yanıt olduğundan şüphelenmek için nedenler mevcut.[15] Lefebvre’in, Kısa Ders‘in ve Partinin fikirlerini onayladığının zarifçe farkında olması, metninde incelediği tema ve sorunların “Diyalektik ve Tarihsel Materyalizm” bölümündekileri yansıtıyor görünmesi, aynı zamanda, Lefebvre’in metni yazarken niyetinin, en azından kısmen, Stalin’in vardığı sonuçların eleştirisi ve bunlara bir alternatifin geliştirilmesi olduğu konusunda güven veriyor.[16]

Elbette bir Parti üyesi olduğu ve komünizme sıkı sıkıya bağlı olduğu düşünüldüğünde, Lefebvre’in Méthodologie des Sciences’da Kısa Ders için yaptığı eleştiriler ne açık ne de doğrudan. Hatta Stalin’in metnine hiç atıfta bulunmuyor.[17] Lefebvre, cepheden saldırmak yerine (Logique formelle, logique dialectique’in 1969 tarihli yeniden baskısının önsözünde yapacağı gibi), kitaptaki amacının, akademik filozoflar tarafından ilan edilen ve o zamanlar egemen olan iki bilim felsefesinin düzeltilmesi ile eleştirilmesi olduğunu açıklar.[18] Sonuç olarak, Méthodologie des Sciences’da detaylandırılan diyalektik materyalist felsefeyi, “neo-diyalektik” ve “mantıksal deneyci” bilimsel bilgi teorilerinin karşısında ve bunlar arasında bir uzlaşma olarak önerir.[19] Onun tartışmasına göre, Gaston Bachelard ve Ferdinand Gonseth gibi “neo-diyalektikçiler”, bilimsel kavramların bilimsel nesneler ürettiğini ve bu kavramların (ve nesnelerin) zamanla yalnızca düşünce gücüyle değiştiğini iddia ettiği ölçüde, aşırı gelenekselci ve kifayetsiz materyalist olmak ile suçludurlar.[20] Lefebvre, yelpazenin diğer ucundaki A.J. Ayer ve Rudolf Carnap gibi mantıksal deneycileri ise gereğinden fazla materyalist olmalarından ötürü değil naif materyalistler oldukları için eleştirir.[21] Lefebvre’e göre, mantığın tarihsel ve kültürel olarak nötr olduğu, dilsel göstergeler ile doğal gerçekler arasında basit bir örtüşmenin varsayıldığı bir bilim felsefesi, “gerçek, bilgi ve yaşayan birey arasındaki tarihsel bağı ihmal eder.”[22]

Lefebvre bilimsel bilginin üretimine ilişkin kendi diyalektik materyalist teorisini, neo-diyalektikçi ile neo-pozitivist pozisyonlar arasında bir yerde konumlandırır. Maddi şeylerin var olduğunu, bilim insanlarının onları nesnelliklerinde tanımlamak için çalıştıklarını ve mantığın bunu yapmalarına yardımcı olduğunu savunması onun pozitivistlerle ortaklaştığı noktalardır.[23] Ancak Lefebvre, bir bilim insanının sosyal ve tarihsel konumunun, doğal ve sosyal dünya hakkında sorduğu soruları, araştırmasına yaklaşım şeklini ve bu araştırmanın sonuçlarının yorumlanma şeklini etkilediğinin de farkındadır. Lefebvre’in bilimsel bilginin üretim koşullarına ilişkin teorisinin bu sade tarif, ne onun gerçek dünyaya dair nesnel bilginin nasıl üretildiğine ilişkin düşüncelerini açıklamaya ne de Lefebvre’in teorisini Stalin’inkinden ayırmaya yeter. Bununla birlikte, Lefebvre’in teorisi Méthodologie des Sciences üzerinden geliştirildikçe, diyalektik ve tarihsel materyalizm arasındaki ilişkiye dair yenilikçi yaklaşımı netleşir.

Hem Stalin hem de Lefebvre, dünyanın (doğal ve sosyal) diyalektik olarak geliştiğini ve ancak diyalektik düşünce ile tam olarak bilindiğini iddia eder. Bununla birlikte, bu bilgiye yalnızca proleterlerin veya Komünist Partinin sahip olabileceği veya bunu geliştirebileceği Lefebvre için anlaşılır değildir. Aksine, Lefebvre’e göre, bilim insanları tam da maddi gerçekle ilgili bir araştırma yürütüyor olmalarından ötürü nesnel hakikatleri keşfetme sürecindedirler. Ahlaki, mantıksal ve gözlemsel olarak titiz olan bilim insanları, dünyayı ellerinden gelen en iyi ve doğru şekilde tanımlama eğilimindedirler.[24] Bilim insanının ayrıcalığının ve başarısının bu şekilde kabul edilmesine rağmen, bir bilim insanının çalışmalarını yürüttüğü kültürün sosyal, ekonomik ve teknolojik gelişmişlik düzeyi, onun ulaşabildiği nesnellik ve hakikat düzeyini belirler.[25] Lefebvre’e göre doğa bilimlerinde, matematikte ve bilhassa sosyal bilimlerde bilim insanları, “kendilerinin veya parçası oldukları sınırlı sosyal grubun çıkarlarının savunmasını oluşturan (az çok kılık değiştirmiş) tezler sunarlar.”[26] O halde bu tür tezler nasıl objektif bilgi olarak kabul edilebilir? Açıkçası teker teker ve eş zamanlı olarak bakıldığında, değildirler. Bununla birlikte, bilim insanları birbirlerini eleştirdikçe ve çalışmalarını yaptıkları kültür ve ekonomi geliştikçe, doğru olmayan ve öznel tezler aşamalı olarak alaşağı edilir ve yerini daha doğru ve daha nesnel teoriler alır.[27]

Lefebvre Stalin’i takip ederek, bazı sosyal grupların (ve dolayısıyla bu gruplardan gelen bilim insanlarının) onları üreten toplumsal kompozisyon sayesinde daha yüksek derecede nesnellik elde ettiklerini öne sürer. Ancak Lefebvre’nin bundan çıkardığı ders, bir sosyal grubun, işçi sınıfının veya onun temsilcilerinin, nesnel bilgiyi bulup sahip olduğu ve diğer grupların ise sadece ön yargıyı yeniden ürettikleri değildir. Daha ziyade temel iddiası şudur: Sosyal ön yargıların bilimsel tezleri etkilediğini ve çarpıttığını kabul etmek, her tezin ideolojik ön yargıları açısından incelenmesini ve her bilimsel disiplinin bilinçli olarak kendi üretim koşulları üzerine düşünmesini gerektirir. Lefebvre, bu öz eleştirinin bilimsel araştırmalarla eş zamanlı olarak gerçekleştirilebilmesi için materyalist diyalektik alanında uzmanlaşmış filozofların, bilim insanlarının birimlerine atanmasını savunur; bu şekilde, bilim insanlarının hipotezini alttan alta destekleyen ve nesnellik eksikliğine yol açan ön yargılı varsayımlara dikkat çekilebilir ve bunların önüne geçilebilir.[28]

Her ne kadar bilim insanlarını denetlemeleri için diyalektik materyalist filozoflara çağrıda bulunsa da Lefebvre, son derece sağlam ve sofistike bir bilimsel pratik anlayışına sahip olmanın yanında bilim insanlarının yaptığı işe de saygı duyar. Bu anlayış ve bu saygı, Fransa Komünist Partisi’nin o sırada Marcel Prenant ve Jacques Monod gibi gerçek bilim insanlarına davranış biçimiyle büsbütün bir tezat oluşturur.[29] Hegelci yönelimi göz önüne alındığında, Lefebvre’in bilim insanlarının faaliyetlerini temelde diyalektik bir faaliyet olarak görmesi şaşırtıcı değildir. Bilim insanları, faaliyetleri sırasında dünyanın işleyiş şekli hakkında teoriler önerirler. Akabinde gelen araştırmalarıyla, önerdikleri bu teorinin bir yanılsama olduğunu kanıtlamaları için doğruluğuna meydan okuyacak gerçekler üretilmesini bütün dünyadan “talep eder” veya dünyayı buna zorlarlar. Bu tür somut gerçekler ortaya çıkarsa, bilim insanının ilk eğilimi bunları açıklayan bir sonuç veya alt teori icat ederek bu gerçekleri mevcut teoriye dâhil etmektir. Bununla birlikte, gerçekler bu şekilde birleştirilemezse, bu yeni baştan bütünlüklü bir teorik çalışmayı zorunlu kılar; orijinal teori terk edilir ve gerçekleri açıklayabilecek yeni bir teori sunulur.[30] Lefebvre’e göre bilim tarihi, soyuttan somuta ebediyen tekrarlanan bu diyalektik hareketin tarihidir ve bunun sonucu, bilginin aşamalı olarak iyileştirilmesidir.[31] Ancak bu gelişme, “neo-diyalektikçilerin” iddia edeceği gibi sadece düşüncede bir evrim değildir. Daha ziyade, maddi gerçekle etkileşim sürecinde bilim insanları, gerçeği nesnel olarak, yani onun asıl diyalektik gelişiminde bir dizi çelişki olarak öğrenirler.[32]

Lefebvre bu iddiasında ve bilimsel uygulama tanımında, Partinin doğanın kendisinin diyalektik olduğu şeklindeki metafizik duruşunu savunur. Ancak bu argümanı öyle bir inşa eder ki, bu hakikati yalnızca proletaryanın bilebileceğini savlamak imkânsızdır. Onun açıklamasında, gerçeğin bilgisi, geriye dönük olarak Tarihsel Materyalizmin yöntemleriyle elde edilir ve politik ekonomi tarihini araştıran herkes tarafından erişilebilirdir.[33] Parti mensupları arasında ortodoksluk çağrısı yapılan ve bu ortodoksluğun iki bilim pozisyonunun tasdikini içerdiği bir zamanda, Lefebvre’in eriştiği evrenselleştirici sonuçlar ile düşünüldüğünde Parti yetkililerinin Méthodologie des Sciences’ı yayımlamaktan kaçınmaları şaşırtıcı değildir.

Méthodologie des Sciences’ı yayından çıkardıktan sonra, Lefebvre bir daha asla böyle bir eleştiriye kalkışmadı. Aslında metni ve sekiz ciltlik projeyi terk ettikten kısa bir süre sonra, mantık ve diyalektik üzerine çalışmasında Marksizm-Leninizme karşı işlediği günahların kefareti için özeleştirel bir makale yayımladı.[34] Ancak bu dayatılan egzersiz, onun tutarlı duruşunu değiştirmedi. Lefebvre, Marksist felsefeye ilişkin heterodoks önermelerine bir süreliğine ara vererek edebi analize yönelmiş olsa da Marksizm’in bir insan özgürlüğü felsefesi olduğu ve bu özgürlüğe bilimsel, kültürel ve sanatsal araçlarla ulaşılabileceği iddiasından hiç vazgeçmedi.


*Skidmore College’da Felsefe Profesörü olan William S. Lewis’in Verso Blog’da yayımlanan bu yazısı, Selin Atış tarafından textum için Türkçeye çevrildi.


[1] Henri Lefebvre, Méthodologie Des Sciences (Paris: Anthropos, 2002).

[2] Wenda K. Crasnow Sharon, Wylie, Alison, Bauchspies ve Elizabeth Potter, “Feminist Perspectives on Science,” The Stanford Encyclopedia of Philosophy, ed. Edward N.Zalta, Bahar 2018 (Metafizik Araştırma Laboratuvarı, Stanford Üniversitesi, 2018), https://plato.stanford.edu/archives/spr2018/entries/feminist-science/.

[3] Slava Gerovitch, “‘Russian Scandals’: Soviet Readings of American Cybernetics in the Early Years of the Cold War,” The Russian Review 60, no. 4 (2001): 550.

[4] Vadim J Birstein, The Perversion of Knowledge: The True Story of Soviet Science (Boulder, Colo.; Oxford: Westview, 2004), 239–67.

[5] David Joravsky, The Lysenko Affair (Chicago: University of Chicago Press, 1986), 140–42.

[6] Rémi Hess, Henri Lefebvre et l’aventure du siècle (Paris: A.M. Métailié, 1988), 117.

[7] Henri Lefebvre, À la lumière du matérialisme dialectique I, I, (Paris: Éditions Sociales, 1947); Henri Lefebvre, Logique formelle, logique dialectique, 3rd ed. (Paris: Éditions Sociales, 1982), 11–12.

[8] Hess, Henri Lefebvre et l’aventure du siècle, xix–xx.

[9] Rémi Hess, “Introduction to Henri Lefebvre’s ‘Méthodologie Des Sciences,’” in Méthodologie Des Sciences (Paris: Anthropo, 2002), xx. Anglophone incelemeleri karışıktı: 1954’te, House Un-American Faaliyetleri Komitesi’nin övgüsünden önce “isim vermeyi ” reddettikten sonra Hunter College tarafından kovulacak olan Vivian Jerauld McGill. Lewis S. Feuer bunu mantıksal gerekçelerle kınadı, ancak sosyolojik olarak düşündürücü olduğunu savundu. Lewis S. Feuer, A La Lumière du Matérialisme Dialectique’in gözden geçirilmesi. I. Logique Formelle, Logique Dialectique, Henri Lefebvre, Philosophy and Phenomenological Research 10, no. 4 (1950): 591–93, https://doi.org/10.2307/2103431; Richard T. Hull, “Biyografi: Vivian Jerauld McGill,” The American Philosophical Association Centennial Series, 1 Ocak 2013, https://doi.org/10.5840/apapa2013378; V. J. McGill, “A La Lumière Du Matérialisme Dialectique. Cilt I. Logique Formelle, Logique Dialectique, ”The Journal of Philosophy, 1 Ocak 1949, https://doi.org/10.2307/2020124.

[10] Hess, “Introduction to Henri Lefebvre’s ‘Méthodologie Des Sciences,’” xx.

[11] Hess, xx.

[12] Lefebvre, Logique formelle, logique dialectique, v–vi.

[13] Bu, Hess MS’de anlatılan La Somme et Le Reste’deki hesabına göre, Rob Shields bibliyografyasında bilimler kitabının ilk olarak 1940’ta yapıldığını ve sansürlendiğini belirtiyor.

[14] Hess, “Introduction to Henri Lefebvre ‘s ‘Méthodologie Des Sciences,’” xxii–xxiii.

[15] İkinci Dünya Savaşı sırasında iki arkadaş ve işbirlikçileri arasında birçok mektup alışverişinde bulunulmasına rağmen, Norbert Guterman ile Lefebvre arasındaki Columbia Üniversitesi, Butler Kütüphanesi’nde yapılan yazışmalarda, À la lumière de la marxisme’de tanımlanan büyük projedeki savaş sırasında ilerleme kaydettiğini gösteren hiçbir kanıt yoktur.

[16] Philippe Buton, “Le Parti Communiste Français et le Stalinisme au lendemain de la Seconde Guerre mondiale,” Journal of Modern European History 2, no. 1 (1 Mart 2004): 67, https://doi.org/10.17104/1611-8944_2004_1_58.

[17] O zamanlar Parti üyelerinin her felsefi analizde metne atıfta bulunmalarının daha katı olduğu göz önüne alındığında, belgeyi onayladığından şüphelendirecek bir ihmal.

[18] Lefebvre, Logique formelle, logique dialectique, v–liii.

[19] Lefebvre, Méthodologie des sciences, 2, 198.

[20] Lefebvre, 2–4, 80-81,192.

[21] Lefebvre, 85, 188.

[22] Lefebvre, 198.

[23] Lefebvre, 19–44.

[24] Lefebvre, 20–21.Méthodologies des Sciences, 20-21.

[25] Lefebvre, 22.Méthodologies des Sciences, 22.

[26] Lefebvre, 22.Méthodologies des Sciences, 22.

[27] Lefebvre, 15–16.

[28] Lefebvre, 7.

[29] Yann Kindo, “L’affaire Lyssenko, ou la pseudo-science au pouvoir.,” Contretermps, avril 2009, https://www.contretemps.eu/affaire-lyssenko-pseudo-science-pouvoir/; Deniz Uztopal, “La réception en France du lyssenkisme, les scientifiques communistes français et la conceptualisation de la « science prolétarienne » (1948-1956),” Cahiers d’histoire. Revue d’histoire critique, no. 122 (1 Ocak 2014): 121–41.

[30] Lefebvre, Méthodologie des sciences, 38–39.

[31] Lefebvre, 41.Méthodologies des sciences, 41.

[32] Lefebvre, 41.Méthodologies des sciences, 41.

[33] Henri Lefebvre, “Auto-Critique”, La Nouvelle Critique 4 (Mart 1949): 43–44.

[34] Lefebvre, “Auto-Critique.”


[i] Çevirmen notu: İlgili kitap, 2013 yılında Bilim ve Sosyalizm Yayınları’ndan Bolşevik Partisi Tarihi: Sovyetler Birliği Komünist Partisi (Bolşevikler) Tarihi başlığıyla yayımlanmıştır.