Duygulanımsal ekonomi kavramı üzerinden baktığımızda günümüzde ne tür bir toplum ve onun ürettiği ne tür duygularla karşı karşıyayız? Mevcut ekonomik üretim ilişkilerinin yarattığı “güvencesiz öznellik”, günümüz faşizminin temel bir bileşeni olabilir mi? “Duygulanımsal bir Ekonomi için Notlar” yazı dizisinin beşinci ve son bölümünde Mustafa Çağlar Atmaca, bugünün duygulanımsal kompozisyonunu karakterize eden şeylerden birisinin bir tür “güç eksikliği” olduğunu öne sürüyor.
Emeğin kapitalizmdeki özgün biçimi olarak ücretli emek ne tür eksenlerde idare edilir, biçimlendirilir, dahası üretilir? Bu üretimin altında yatan duygulanımsal mekanizmalar nelerdir? Duygudurumumuza, başımıza gelen tekil bireysel olayların ötesinde, emeğin bu duygulanımsal kompozsiyonu ne ölçüde rengini veriyor? Mustafa Çağlar Atmaca’dan “Duygulanımsal bir Ekonomi için Notlar” yazı dizisinin dördüncü bölümü…
“Duygulanımsal bir Ekonomi için Notlar” yazı dizisinin üçüncü bölümünde Mustafa Çağlar Atmaca, kapitalist üretim ilişkilerinin kendini yeniden üretmesini sağlayan mekanizmaların izini, Marx ve Spinoza’nın açtığı ortak patikadan sürmeyi öneriyor. Bizi çalışmaya, emeğimizi satmaya, kapitalist üretim ilişkilerini sürdürmeye iten kapitalist zorun kendisini nasıl normalleştirdiğini; zorunda bırakıldığımız bir yaşamı benimsemeyi nasıl öğrendiğimizi, onu “tutkuyla” nasıl arzulayabildiğimizi Marx’a dayanan bir zaman ekonomisi üzerinden tartışmayı sürdürüyor.
Çoğu zaman birbirinin aksi duygular olarak kavradığımız korku ve umut, aslında tam da birbirini besleyen iki duygu olabilir mi? İktidarların, tebaalarını yönetilebilir kılmasında bu iki duygunun nasıl bir rolü vardır? Spinoza’nın, bir insanlık hâli diye sunduğu “ruhsal dalgalanma” (fluctuatio animi), duygusal belirsizlik penceresinden baktığımızda, korkunun güdümündeki bir umut bizi nereye götürür? Korku ile umut arasındaki bu duygusal salınımı aşmamızı sağlayacak yeni silahlar arayışında, Mustafa Çağlar Atmaca’dan “Duygulanımsal bir Ekonomi için Notlar” yazı dizisinin ikinci bölümü…
Duyguları neden dikkate almalıyız? XVII. yüzyıldan bir filozof, güncel siyasal yaşantımızı anlamak için bize nasıl bir fayda sağlayabilir? Bir ekonomi, mal ve hizmetlerin yanı sıra duygularımızı ve arzularımızı da üretiyor olabilir mi? Mustafa Çağlar Atmaca’dan “Duygulanımsal bir Ekonomi için Notlar” yazı dizisinin ilk bölümü…