Yaklaşık iki yıllık aranın ardından kampüslerine dönmeye hazırlanan üniversite öğrencilerinin karşı karşıya kaldığı fahiş kira artışları ve yetersiz yurt kapasitesi ile bir kez daha gündeme gelen barınma krizi, artık herkesin dilinde. Bu, yalnızca Türkiye'ye has bir kriz olmadığı gibi, öyle gelip geçici
Çağdaş kapitalist kentleşmenin acımasızlığı ve çağdaş konut sisteminin rekabetçiliği, bakım krizini şiddetlendirmekte ve kendi çıkarına kullanmaktadır. Eğer şehirciliğin bir geleceği olacaksa, barınma ve toplumsal yeniden üretim arasındaki ilişkilerin hem daha iyi anlaşılması hem de kökten değiştirilmesi gerekir.
Beklenen 2020 krizine koronavirüsün de dahil olması ile öngörülemez yeniliklere gebe olan mevcut dönüşüm sürecini hem Türkiye hem de dünya ekseninde anlamlandırmak, birbiri ile iç içe geçmiş çok sayıda katmanın ele alınmasını zorunlu kılıyor. Bu anlamlandırma sürecinde bizlere yardımcı olması adına Doç.
Arjantin, ekonomik kırılganlıkları açısından Türkiye’ye benzerlikleriyle oldukça dikkat çeken bir ülkeyken, pandemi yönetimi açısından Türkiye ile iki zıt kutbu temsil ettiklerini söyleyebiliriz.