Neoliberal dönemde sınıf bilincinin gelişimine dair handikapları aşma becerisi, 2021 yılının sonu itibariyle yükselişe geçen işçi eylemlerinin ne derece anlamlı siyasal sonuçlar üretebileceğinin de ölçütü olacak. İşçi sınıfı tekrar güneşin altındaki yerini alırken sosyalizme dair hafızayı da tazelemek, sosyalizmi emekçi sınıfların kurtuluş paradigması olarak yeniden canlandırmanın yollarını aramak, bu mücadelelere katkı sunmak için iyi bir seçenek gibi görünüyor.
‘Neoliberalizm özel dizisi’nin beşinci ve son söyleşisinde konuğumuz Sungur Savran ile ‘Arap Baharı’ndan Gezi’ye, 2008 krizinden küresel otoriterleşme dalgasına, pandemiden ‘kapitalizmin geleceği’ tartışmalarına uzanan bir dizi başlıkta neoliberalizmi ve ona karşı verilen mücadeleleri konuştuk.
Sokakların boşalıyor olmasının yol açtığı umutsuzluk, kayıtsızlığa teslim olmanın hissettirdiği suçluluk ve örgütün çözülüşünün getirdiği endişe… Tükenmişlik, tarihsel bir dönem, bir “çağ” teşkil ediyor mu? Bu durum hakkında ne yapabiliriz? Bu soruyu cevaplamak, ciddi ve rahatsız edici bir şekilde tükenmişlikle hesaplaşmak anlamına geliyor.
Doğru rüzgâr estiği zaman arkamıza almak üzere Krupskaya’nın önerdiği gibi toplumsal ilişkilerin ve sınıf mücadelesinin somut gerçekliğinde pişerek kendimizi eğitmeli; bugün hemen şimdi kendi akademimizi kurmalıyız –ki bir gün istediğimiz eşit, adil, özgür, halkçı akademiyi herkese sunabilelim.