Türkiye’de münakaşa hürriyetinin geçirdiği dönüşümün son on beş yılına baktığımızda, Ahmet Emin Yalman’ın seksen yıl önce münakaşa hürriyetine dair değerlendirmelerinin, AKP iktidarının da kamusal alana içkin özgürlükleri kısıtlamak için başvurduğu iki temel gerekçede kendisini açığa çıkardığını görüyoruz.
Kapitalizme içkin ideolojik bombardıman ile gerçeğin öznelliği meselesi, birbirlerini durmadan yeniden üreten diyalektik bir süreçler bütününün oluşmasını sağlarlar. İşte tam olarak bu diyalektik yeniden üretme süreçlerini, kapitalizm lehine dengede tutan olgu, “öznel korku duvarları”dır.
Öğretmenlerimiz bu zor koşullar altında özveriyle çalışarak online eğitim koşullarında dahi öğrencilerine değip dokunmaya çalışmaktadır. Onlar kaygı ve belirsizlikten sıyrılarak öğretmen olma vasfının gereği olarak “öğretmek” istiyorlar.