Bir grup genç sosyal bilimcinin savaşların, sömürünün, eşitsizliğin, açlığın, yoksulluğun ve tahakkümün son bulduğu bir dünyaya erişme mücadelesine nefesleri yettiğince katkı sunma çabasının ürünü olarak yola çıkan textum, yolculuğuna “Küresel Salgın Günlerinde Emeğin Halleri” başlıklı bir dosya çalışmasıyla başlıyor.
Emekçilerin koronavirüse hangi koşullarda yakalandığının bir eskizi
Başka pek çok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de bazı işler evden sürdürülebilirken, ‘evde kalamayanlar’ kendi içinde iki bölükten oluştu.
Kimdir bu evden çalışanlar ya da çalışabilenler? Bunlar iddia edildiği gibi ayrıcalıklı kimseler midir? Dahası tanımlanabilir bir bütün oluştururlar mı?
Salgınla mücadelede sağlık merkezlerinin, hastanelerin içerisindeki emek süreci ortaya bir Covid proletaryası çıkarmaktadır. Yani en karmaşığından en basitine burada yürütülen bütün işler ayrıştırılamaz bir değer yaratmaktadır.
Öğretmenlerimiz bu zor koşullar altında özveriyle çalışarak online eğitim koşullarında dahi öğrencilerine değip dokunmaya çalışmaktadır. Onlar kaygı ve belirsizlikten sıyrılarak öğretmen olma vasfının gereği olarak “öğretmek” istiyorlar.
Olağanüstü bir durum olan pandemi süresince kadınların yoğunlukta olduğu birçok alanın yükünün arttığını söyleyebiliriz.
Kafe ve barlar gibi işletmelerde günübirlik, çoğunlukla kayıt dışı çalışmak durumunda olan emekçilerin çalıştığı esnek ve güvencesiz emek piyasasının içerisinde barındırdığı çatlaklar korona virüs salgını ile su yüzüne çıkmaya devam ediyor.
Bu salgın etkileri açısından, bugüne kadar gördüğümüz hiçbir krize benzemiyor ve yaşanan can pazarı kapitalizmin gerçekliğini tüm çıplaklığıyla ortaya çıkarıyor.
Arjantin, ekonomik kırılganlıkları açısından Türkiye’ye benzerlikleriyle oldukça dikkat çeken bir ülkeyken, pandemi yönetimi açısından Türkiye ile iki zıt kutbu temsil ettiklerini söyleyebiliriz.
Virüsün siyasal yöntemlerle kontrol edilebilmesi aynı zamanda finansın ve üretimin, nüfusun sağlığının ve ekonominin gidişatının ve her birimizin duygu dünyasının yönetimi anlamına geliyor.