Çeviri - Page 4

Evrensel faşizm?

2 Temmuz 2021

Ugo Palheta’nın Historical Materialism’de yayımlanan “Faşizm, faşistleşme, anti-faşizm” başlıklı makalesine yanıt olarak kaleme aldığı bu yazısında Enzo Traverso, son yıllarda küresel ölçekte yükselen aşırı sağ hareketlerin “post-faşist” olarak nitelediği özgün yanlarını anlatıyor. Evrensel bir “faşistleşme” dalgasına karşılık Traverso, ulusal bağlamların çeşitliliğini gözeten bir anti-faşist mücadeleye olan ihtiyacı vurguluyor.

Marx’ın “Tehlikeli Sınıfları”

Andy Merrifeld bu yazısında, Marx’ın lümpen proletarya kavramını odağına alarak, ama ona Frantz Fanon ve Bakunin üzerinden eleştiri de getirerek, “tehlikeli sınıflar” etrafında örülebilecek bir siyasallığın imkânlarını tartışıyor. Spinoza’nın dediği gibi, “avam korkmazsa korkutucu olur”; Merrifield da, Kara Panterler’den Balzac romanlarının lümpen karakterlerine, Amerikan gettolarından Paris banliyölerine kadar bir dizi örnek üzerinden, korkulan olmanın, tehlikeli olmanın, işsiz olmanın, boş zamana sahip olmanın, Marx’ın kavrama yüklediği olumsuzluğun aksine, tahripkar bir siyasallığın bileşenleri olabileceğini iddia ediyor.

Şili’de yeni anayasanın reddi

2019’da Pinochet diktatörlüğünün bakiyesi olan anayasanın değişmesi talebiyle sokaklara dökülen, ardından 2020’de yapılan referandumda ise %78 gibi baskın bir kabul oyuyla yeni anayasa sürecinin resmen başlamasını sağlayan Şili halkı, yaklaşık iki yıl sonra geçtiğimiz eylül ayında yine sandığa gitti. Bu kez iki yıllık süreç sonunda hazırlanan yeni anayasa önerisini oylayan Şilililer, anayasayı hazırlama görevini yerine getirmek için seçim yoluyla bir araya gelen meclisin oluşturduğu taslak metne %62’lik oranla ‘ret’ oyu verdiler. Camila Vergara, ilk bakışta şaşırtıcı gelen, hala yürürlükte olan Pinochet’den miras anayasanın değişmesini isteyenler için hüsran verici olan bu sonucu yaratan mekanizmaları ve Şili halkını bekleyen süreci tartışıyor.

Üniversite deneyimi: Neoliberalizm müştereklere karşı

25 Ekim 2020

Bilginin değerine ilişkin birbiriyle çelişen bu iki anlayış, üniversitenin fildişi kulesinin ötesine doğru genişleme, toplumsal organizasyona ilişkin iki farklı tahayyülü tetikleme potansiyeli taşıyor: biri meta üzerine kurulu, bilginin, kaynakların ve hakların özel mülkiyetini esas alan, diğeri ise müştereklerden ilham alan tahayyül. Öyleyse, politik olarak önümüzde duran soru şu: Her şeyi mülkiyet ve yatırım nesnesine indirgeyen neoliberal projeye karşı müşterekleri nasıl geliştirebilir, ortaklığı nasıl özneleştirir ve bir yaşam biçimi haline getirebiliriz?

Covid-19’dan sonra bizi ne bekliyor?

29 Eylül 2020

2008 krizinin ardından hegemonya bunalımı yaşayan neoliberalizmin yıllar süren özelleştirme ve kemer sıkma politikaları sonucunda işlevsiz hale getirdiği “kamusallığı” tartıştığı bu yazısında Chantal Mouffe, mevzubahis krizi Covid-19 bağlamında ele alıyor ve sağ’a kaptırılmaması gereken bir imkân olarak değerlendirilmesi gerektiğini iddia ediyor.

Walter Benjamin: Mülteci ve Göçmen

26 Eylül 2020

Eleştirel düşüncenin özgün kalemlerinden Walter Benjamin, 80 yıl önce bugün Nazilerin işgali altındaki Fransa’dan ayrılmaya çalıştığı sırada yaşamına son verdi. Benjamin’in ölüm yıl dönümünde, onun önemli metinlerini İngilizceye çevirmiş olan Esther Leslie’nin 5 yıl önce kaleme aldığı metinden parçaları çevirdik.

Siyasi düşünce tarihinin süzgecinden ‘iptal kültürü’

13 Eylül 2020

Verso yayınlarından çıkan Mistaken Identity adlı kitabın yazarı Asad Haider, “iptal kültürü” terimini ifade özgürlüğü tartışmalarının tarihselliği içerisinden okumayı teklif ettiği bu yazısında tartışmaların beslendiği maddi olayları özetleyip; ortaya çıkan kutupların sınırlarını netleştiriyor.

Savaş ve Pandemi

5 Eylül 2020

Deneyimli gazeteci Patrick Cockburn, kendi “salgın” ve “savaş gazeteciliği” deneyimlerinden hareketle günümüzün koronavirüs salgınını ve onun yarattığı “pandemi gazeteciliğini” ele alıyor. “Gazetecilik yaptığım savaşların hiçbiri kesin olarak bitmiş değil. Fakat bunların unutulmasının asıl sebebi, artık haber bültenlerinde yer almıyor olmaları.” diyen Cockburn’e göre, başarılı bir aşı bulunamazsa, benzer bir durumun Covid-19 için yaşanması işten bile değil.

Barınma ve toplumsal yeniden üretim krizi

20 Ağustos 2020

Çağdaş kapitalist kentleşmenin acımasızlığı ve çağdaş konut sisteminin rekabetçiliği, bakım krizini şiddetlendirmekte ve kendi çıkarına kullanmaktadır. Eğer şehirciliğin bir geleceği olacaksa, barınma ve toplumsal yeniden üretim arasındaki ilişkilerin hem daha iyi anlaşılması hem de kökten değiştirilmesi gerekir.

Dört elle yazmak

1 Ağustos 2020

Birlikte yazmanın temel sırrı, neticede ortaya çıkan metnin yazarların kendi başlarına üretebileceklerinin toplamından çok daha öteye geçebilmesinde yatıyor. Çalışma süreci elbette bileşik bir araştırma üzerine kurulu. Ancak argümanlara karar verme ve de özellikle yazma sürecinde bir çeşit simyacılık vuku buluyor ve Marx’ın bizzat işbirliğinden doğmakta olduğunu söylediği üretici gücü andıran bir şekilde, yeni bir element meydana geliyor.

Alfredo Saad-Filho: “Trump, Johnson ve Bolsonaro Bataklıkta”

26 Temmuz 2020

COVID-19 salgını sırasında Brezilya, İngiltere ve ABD’nin olağanüstü başarısızlıkları, bir daha asla olmaması gerekenler hakkında değerli dersler sunuyor: virüsün ortadan kalkmasını dileme, bir pandeminin halk sağlığı ve ekonomi üzerindeki potansiyel etkisini hafife almak, kaçınılmaz kısıtlamaları geciktirmek, ve çok daha fazlası… Bu başarısızlıklar, yıkımın temel nedenlerine de güçlü bir ışık tuttu.

Kapitalist nitelikleriyle neofeodalizm

14 Temmuz 2020

“Özgür ve eşit aktörler”, kapitalizmi feodalizmden ayıran yönetim mantığı kurgusudur. Feodalizm iç içe geçmiş bir hiyerarşiler sistemi değildir yalnızca, ama başkası için iş yapmaktan doğan sömürünün ortadan kaybolmadığı ve somut olarak deneyimlendiği bir sistemdir. Benim sorum bir bakıma Dean’in neofeodalizm dediği dönüşümler boyunca bu kurguya ne olduğu.

Neofeodalizm: Kapitalizmin sonu mu?

11 Temmuz 2020

Ya artık kapitalizm değil de daha kötü bir dönemin içindeysek? Bugün var olan hangi eğilimler kapitalizmin kendisini daha kötü bir şeye dönüştürdüğüne işaret ediyor?

Ateş sadece düştüğü yeri yakmaz

2 Temmuz 2020

1997 yılında layık görüldüğü Nobel Edebiyat Ödülü için yaptığı teşekkür konuşmasında Dario Fo, Madımak’ta yaşananlara da değinip tüm salonu hayatını kaybedenler için saygı duruşuna çağırmıştı. Katliamın 27. yıl dönümünde, konuşmanın ilgili bölümünü aktarıyoruz…

Romi Crawford: “Nefes Alamıyorum”

6 Haziran 2020

COVID-19’un ve George Floyd vakasının aynı sürekliliğin içerisinde tezahür ettiğini kabul etmek artık bir zorunluluk haline gelmiş durumda. Neden mi? Çünkü ikisi de ABD’deki ırki ve sınıfsal ayrımı açık bir şekilde gözler önüne sermekte.

Achille Mbembe: “Nefes alma hakkı”

6 Haziran 2020

Şüphesiz, gökyüzüne kara bulutlar çöküyor. Yeryüzünün kısa süreliğine de olsa rahat bir nefes aldığı fikri gittikçe yaygınlaşırken adaletsizlik ve eşitsizlik tarafından boğazlanan insanlığın büyük bir kısmı boğulma tehdidi altında.

Wendy Brown: “Tezahürden yoruma”

1 Haziran 2020

Virüsün siyasal yöntemlerle kontrol edilebilmesi aynı zamanda finansın ve üretimin, nüfusun sağlığının ve ekonominin gidişatının ve her birimizin duygu dünyasının yönetimi anlamına geliyor.