Söyleşi - Page 2

Finansallaşma kıskacında borcu anlamak

Borç, günümüzde toplumsal cinsiyet rollerini, sınıfsal ilişkileri ve emek süreçlerini köklü bir şekilde dönüştüren bir yeniden üretim mekanizmasına dönüşmüş durumda. Peki, borçlanmanın giderek kaçınılmaz hale gelmesinin ardında hangi yapısal dinamikler var? Elif Karaçimen ile gerçekleştirdiğimiz bu söyleşide, borç olgusunu ele alarak hanehalklarının borçlandırılma süreçlerindeki özel rolünü ve Küresel Güney’deki şirketlerin, bağımlı finansallaşma dinamikleri altında borç mekanizmalarına nasıl entegre olduklarını tartışıyoruz.

Neoliberalizmin çoklu krizleri

Historical Materialism Konferansının bu yıl Kadir Has Üniversitesinde gerçekleşen İstanbul ayağı vesilesiyle yakaladığımız Alfredo Saad-Filho ile Burak Ceylan’ın gerçekleştirdiği bu söyleşi, çoklu krizin her kriz başlığını ayrı ayrı ele almak yerine, bu başlıkların ilişkiselliğini vurguluyor. Finansallaşma ile ekolojik yıkım arasındaki bağlantıyı hatırlatan Saad-Filho, neoliberalizm ile devlet arasındaki ilişkinin de altını çiziyor.

İpek Duben, Şerife 6-7-8-, 1982 (Kaynak: İstanbul Modern).

Emeğin gözüyle toplumsal cinsiyeti, ırkı ve sınıfı yeniden düşünmek

Nancy Fraser, Capital & Class’tan Jule Goikoetxea’nın sorularını yanıtladığı bu söyleşide toplumsal cinsiyeti, ırkı ve sınıfı emek kavramı çerçevesinde yeniden düşünerek kapitalizmin genişletilmiş bir tanımını ortaya koyuyor. Fraser, feminizmi, ırkçılık karşıtlığını ve sendikal hareketi birbirine sıkı sıkıya bağlı üç ayrı emek hareketi olarak ele almayı önerirken geri çekilmek, uzlaşmak ya da romantik tasarılar ortaya koymakla değil karşı hegemonik bloğun nasıl oluşturulacağı sorusuyla ilgilenmemiz gerektiğini hatırlatarak dikkatimizi “sosyalizmin kalbi ve ruhu” olarak tanımladığı toplumsal artık üzerindeki kolektif hâkimiyeti sağlamayı nasıl başarabileceğimiz sorusuna çevirmemiz gerektiğine işaret ediyor.

Üniversitenin ötesinde dayanışma, mücadele ve arayışlar

Textum Dergi olarak bulunduğumuz yeri -üniversiteyi- sorgulamayı hedeflediğimiz bu dosyamızda bilimsel, özgür, demokratik bir üniversite fikrini canlı tutmak amacıyla Kocaeli Dayanışma Akademisi (KODA), Sokak Akademisi ve Kültürhane gibi farklı biçimlerde kurulan, bilgi üretimine ve paylaşımına ilişkin çeşitli düşünce kaynaklarından beslenen; ancak tüm farklılıklarına rağmen bilgiyi, formal eğitim süreçlerinin ve kurumlarının dışında bir dayanışma fikri içerisinde üretmeye ve paylaşmaya çalışan deneyimleri bir yuvarlak masa etrafında bir araya getirdik.

“Bilgiyi özgürleştirmek”: Sci-Hub kurucusu Alexandra Elbakyan ile söyleşi

Bugün Sci-Hub bilimsel bilgi açısından hatırı sayılır bir öneme sahip. Özgürce bilgi üretebilmek ve hâlihazırda üretilmiş olan bilgiye erişim sağlayabilmek için, üniversite öğrencilerinden öğretim görevlilerine bilim komünitesinin parçası olan birçok insanın yolu Sci-Hub’tan geçmek durumunda. Bilimin yoluyla bizim yolumuzu Sci-Hub’da kesiştirenleri, kurucusu Alexandra Elbakyan ile konuştuk.

Hava, su, laiklik: Deniz Parlak ile Söyleşi

Dr. Deniz Parlak ile kitabı “Laikleşme Sürecinde Camiler: Geç Osmanlı’dan Erken Cumhuriyet’e” üzerine gerçekleştirdiğimiz söyleşide, hem Türkiye’de laikleşme tartışmasına hakim paradigmalardan sıyrılarak eleştirel bir bakış açısı sunmanın imkanlarını hem de 2020 Türkiye’sinde laikliğin anlamını iktidar ve sermayenin din ile ilişkisi, eğitim, kadın mücadelesi ve Ayasofya meselesi gibi güncel sorular etrafında değerlendirmeye çalıştık.

Muhalif müziğe açılan kapılar

Türkiye’de müziğin toplumsal mücadelelerle olan köklü ilişkisi, muhalif müzik üzerine yapılacak bir tartışma ve anlamlandırma çabasını değerli kılıyor. Bu çaba, ‘muhalif’ kelimesinin negatif anlamına (“itiraz eden”) karşın aynı zamanda geleceğe yönelik kurucu bir etkisi olması bakımından da önemli. Bugün böyle bir çabanın yürütücülerinden olan Helezonik Kreşendo ile muhalif müziği ve “ona açılan kapıları” konuştuk.

Sermayenin uzun ‘gülüşü’: Ebru Deniz Ozan ile 40. yılında 12 Eylül

12 Eylül 1980’de gerçekleşen darbenin üzerinden tam kırk yıl geçti. Bu darbe, dönemin işveren sendikası TİSK’in başkanı Halit Narin’in ifadeleriyle ‘artık gülme sırasının patronlarda olduğu’ bir dönemin kapılarını aralıyordu. Zaman zaman kesintilere uğrasa da, kırk yıldır sermayenin yüzü gülmeye devam ediyor… Dr. Öğr. Üyesi Ebru Deniz Ozan ile 12 Eylül’e giden süreci, darbe ile gelen yeni birikim stratejisini, kurulan sermaye egemenliği ile patronların bitmek bilmeyen gülüşünü konuştuk.

Ümit Akçay ile söyleşi: “Otoriter emek rejimi yıkılmadan demokratikleşme olmaz”

Beklenen 2020 krizine koronavirüsün de dahil olması ile öngörülemez yeniliklere gebe olan mevcut dönüşüm sürecini hem Türkiye hem de dünya ekseninde anlamlandırmak, birbiri ile iç içe geçmiş çok sayıda katmanın ele alınmasını zorunlu kılıyor. Bu anlamlandırma sürecinde bizlere yardımcı olması adına Doç. Dr. Ümit Akçay ile bir söyleşi gerçekleştirdik.

Emel Memiş ile söyleşi: “Biz kadınlar hep krizdeydik”

Kadınlar homojen ve tek bir sınıf halinde olmadığı için tüm sınıf ve diğer kategorik ayrımları kesen bir durumda. Tabii ki ortak sorunlarımız var ama bazı sorunlarda ortaklaşamıyoruz. Yoksul hanelerde yaşayan kadınların karşılaştığı sorunlar bambaşka; göçmen, ücretsiz aile işçisi, tarım sektöründe ve kayıt dışı çalışmak durumunda kalanlar bambaşka sorunlar yaşıyor.